Sevgi Eğitimi
Geleceğimiz olan çocuklarımıza gerekli olan sevgiyi vermek her anne babanın en önemli görevlerinin başında gelir. Onları sevgi öksüzü, şefkat yetimi yapmayalım. Sevgisiz hayat çorak toprak gibidir.
Sevgi eğitimi, doğum öncesinde başlayıp hayat boyu devam etmesi gereken bir süreçtir. Kişinin kendisiyle barışık olması, sevgi eğitiminin kişilik gelişiminin tamamlanmasına kadar verilmesine bağlıdır. Hayata anlam veren sevgidir. Fizyolojik ihtiyaçların, insanın bedenini doyurduğunu kabul edecek olursak, sevgi de insanı doyurmaktadır. Çocuklarımızın karınlarını doyurmaktan daha çok kalplerini doyurmamız gerekmektedir.
Sevgi eğitiminin doğum öncesinde başladığını belirtmiştik. Bu sevgi annenin kendisine sağlıklı bakması, çocuğu ile iletişim kurması, ona dokunması, zaman ayırması, sorularına cevap vermesi, sevdiğini söylemesi, kendi davranışları ile tutarlı olması, gelişim ödevlerini bilmesi ve bu gelişim dönemlerine göre çocuğun bakımı ve sevgi ihtiyaçlarını sürekli ve tutarlı biçimde doyurmak sevgi eğitimi için önemli durum arz etmektedir.
Sevgi eğitimi ile yetişen bireyler kendini tanıyan, yeteneklerini bilen, eleştiriye açık, sürekli gelişim ve değişimi benimseyen ve kendini gerçekleştirme çabasına giren insanı kâmil dediğimiz kendisine, toplumuna ve insanlığa yararlı ve faydalı dediğimiz katkı değer sağlayan, üreten, pozitif enerji yayan iyi insan yetiştirilmiş olacaktır. Elbette, böylesine önemli olan bir eğitim sürecinde, ana, baba ve öğretmenlerin görevlerinin ne kadar önemli ve savsaklanamaz bir sorumluluk taşımaları gerektiği her türlü takdîrin üzerinde bir gerçektir.
İnsanoğlu, sevmek ve sevilmek ister. Yüreğindeki sevgiyi tüm insanlığa sunmak, güzel duyguları paylaşmak, hayattan zevk almak her insanın arzusudur. Kimileri ağlayarak sokaklarda gezerken, kimileri mutlu yuvalarında, sıcak sofralarında yemek yiyor. Kimilerinin yemeklerinden buhar yerine mutluluk çıkıyor, kimi evlerin bacasından duman yerine sevgi tütüyor, mutlulukları bulutlara ulaşıyor. Kimileri aile hasreti ile yanarken, kimi ailesinin kıymetini bilmiyor, ailesinden utanıyor, arkadaşları ile tanıştırmaktan kaçıyor.
Sevgiden mahrûm, mutlu aile özlemiyle kıvranan, ailesi tarafından dışlanan, horlanan, yaşadıklarının ağırlığı altında ezilen, çaresizce kıvranan; en ufak bir hatasında eleştiri yağmuruna tutulan, yerli yersiz her şeyden dolayı suçlanan, kanadı kırık bir kuş gibi çırpındıkça çırpınan gençlere yazık etmeyelim.
Gençlerin hayatını zindana çevirmeyelim, hayallerini kirletmeyelim, saf, temiz ve masum rûhlarını karartmayalım, ilgisiz bırakarak onları yuvadan uzaklaştırmayalım, kötülüğün kucağına, sokağın soğuğuna atmayalım. Başıboş yetişmelerine, kötü yola gitmelerine, hayatın çarklarının onları ezmesine izin vermeyelim.
Onlara vereceğimiz iyi bir eğitimle onları kazanalım. Problemli olanların aileden kaynaklanan sorunları olabileceğini unutmayalım. Başarısızlık her zaman tembellikten kaynaklanmaz, sevgisizlik ve ilgisizliğin de başarısızlığa sebep olabileceğini unutmayalım.
Sevgi eğitiminin verilmesinde başta ailenin ve öğretmenlerin sevgiyi tanımaları ve ona göre yaşantı merkezi olan ailede, okulda çocuğun önemli olduğunu, eleştirmede ise çocuğun kendisinin değil birçok olumlu davranışlar karşısında olumsuz bir etki meydana getirecek olan herhangi bir davranış üzerinde olması gerekmektedir. Sevgiyi, bilgiyi ve ilgiyi çocuklarımızdan eksik etmeyelim.
Ali ÖZKANLI
Yazarİslâm’ın temel inançlarından birisi kazâ ve kadere imân etmektir. Kader, Yüce Allah’ın ezelden ebede kadar olacak olan olayların, zamanını, mekânını ve niteliklerini bilmesidir. Yüce Allah’ın bi...
Yazar: Ramazan ALTINTAŞ
Öğretmenler, öğrencilerine karşı hoşgörülü ve güler yüzlü olmalı. Öğrencinin başarılı olabileceği ortamları hazırlamalı. Hatalar karşısında affedici olmalı. Hatalarını kendilerinin bulmalarına yardımc...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Engelli olmak, özellikle son yıllarda toplum olarak farkındalığımızın arttığı bir durum olsa da engelli olarak doğmuş ya da sonradan engelli olan bireyler açısından hala ciddi sıkıntılar ve sorunlar y...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Çocuklarımız: en büyük değer, paha biçilemeyen bir kıymettir. Hangi bahçenin çiçeği olursa olsun aynı şefkati, aynı sevgiyi, aynı ölçüde hak ettiğini bütün insanların bilmesi ve uygulaması gerekir. Dü...
Yazar: Ali ÖZKANLI