SABÂ RÜZGARI VE SEHER VAKTİ
Tasavvufî hayâtımızın bazı vakitlere verdiği önem farklıdır. Bu vakitleri Hz. Peygamber (a.s.)'ın nâfile ibâdetlerle değerlendirdiği için tasavvufa sülûk edip¸ sünnetlere daha dikkatli olan insanlar onun gösterdiği titizliğe aynen riâyet etmeye çalışırlar.
Tasavvufî hayâtımızın bazı vakitlere verdiği önem farklıdır. Bu vakitleri Hz. Peygamber (a.s.)'ın nâfile ibâdetlerle değerlendirdiği için tasavvufa sülûk edip¸ sünnetlere daha dikkatli olan insanlar onun gösterdiği titizliğe aynen riâyet etmeye çalışırlar. İşrak vakti¸ kuşluk vakti¸ evvâbin vakti¸ teheccüd zamanı ve seher vakitleri bunlardandır. Bu zamanlara has nâfile ibadetler de vardır. Ancak bunlar içinde en değerli zaman gecenin ve seher vaktinin iyi değerlendirilmesi¸ manevî kemâl için kaçırılmaması gereken zamanlardır. Edîblerimiz ve şâirlerimiz de bu zamanların kıymetini idrak etmişlerdir. Çünkü en güzel eserler¸ şiirler böyle bereketli zamanlarda meydana getirilir. Zaten bülbül de gül ile daha çok seher vakitlerinde hasbihâl etmez mi? Nitekim sevgiliden selâmı seher yeli getirir¸ yârin kapısı seher vakti çalınır¸ dostun beldesine seher vakitlerinde uğranılır. Hattâ sevgililer sevgilisi Hz. Peygambere selâm göndermek için sabâ rüzgarına ricada bulunulur.
Seher vaktine ve sabâ rüzgârına ulaşmak için uzun bir geceden geçmek lâzımdır. Eğer gecenin tamamı uyku ve gaflet içinde geçirilecek olursa bu değerli manevî bereketinden istifâde de mümkün değildir. Bunun için gönlü ve kalbi uyanık olanlar ancak seher vakitlerinin değerini bilir¸ ona göre davranırlar. Diğer taraftan gönlü ve kalbi uyanık kılmak için bu vakitlerde bîdâr (uyanık) olmak gerekir. Geceler ihyâ olunursa ancak bu güzellikler elde edilir. Mutasavvıf şairlerimiz bundan dolayı seher vaktine vurgu yaparlar¸ gecenin ilk vakti olan şâm (akşam)'dan son vakitleri olan sehere kadar zikir¸ tefekkür ve ibâdetle geçirmeye çalışırlar. Hulûsî Efendi merhûmun¸
Cûşa gelir dağ ile taş feryâd eder vakt-i seher
Her nesneyi kaplar telâş feryâd eder vakt-i seher
matla'lı gazeli ve benzeri manzumelerinde seher vaktini çok güzel tasvir etmektedir. Nâbî'nin¸ Yatma hengâm-ı seher bîdâr ol / Vâkıf-ı seccâde-i istiğfâr ol (Yani: Seher vakitlerinde yatma¸ uyanık ol. Tövbe ve istiğfâr seccâdesinde dur da Allâh'a yönel) demesi de bu vaktin önemine işarettir.
Aşağıdaki gazelde de Hulûsî Efendi merhûm¸ gecenin¸ vakt-i seherin ve bu vakitlerde yapılan zikir¸ tefekkür ve ibâdetlerden söz ediyor. Yine bu gazelde¸ geceyi ihyâ ettiğini düşündüğü şeyhi İhrâmcızâde İsmail Hakkı Toprak'ın da kendisini anmasını istemektedir. Ayrıca kendisinin akşamdan sabaha kadar Rasûlullâh'ın gül yüzünü görme ümîdinde olduğunu da ilâve etmektedir.
1. Ey bâd-ı sabâ söyle bize yâr-ı vefâdan bu gece
Hem nakd-i hayâtımız olan şevk-ı safâdan bu gece
2. Bizi dâim yâd eder mi söyle ey bûy-ı ıtır
Şeref-i revnaka-i nûr u ziyâdan bu gece
3. Rahm edip meks edüben n'ola haber ver bize sen
Gözümüz nûru olan kân-ı sehâdan bu gece
4. İntizârımız anın görmekdir gül yüzünü
Hasta gönlümüze sun bûy-ı şifâdan bu gece
5. Biz anın kullarıyız yoluna koyduk baş u cân
Söyle gördünse bize şân-ı ulâdan bu gece
6. Vârımız ol ârımız ol cân u cânânımız ol
Kamû evlâdına de Hakkî Baba'dan bu gece
7. Bu Hulûsî yolunu bekler iken şâm u seher
Destine sun varak-ı mihr ü vefâdan bu gece
1. Ey sabâ rüzgarı! Bu gece vefâlı dostumuzdan ve hayâtımızın değeri olan şevk ve safâdan bize bir haber getir.
2. Acaba o güzel kokulu dost¸ ihyâ ettiği o nurlu ve aydınlık gecesinde bizi de hatırlayıp yâd eder mi?
3. Ey Sabâ Rüzgarı! Merhamet edip¸ biraz oyalan da¸ gözümüzün nûru olan o cömertlik kaynağı dosttan¸ Hz. Peygamber'den bize bir haber ver.
4. Bizim beklentimiz Hz. Peygamber'in gül yüzünü görmektir. Böylece onun şifâ kokularından gönlümüze bir ferahlık dolacaktır.
5. Biz¸ Cenâb-ı Hakk'ın kulları¸ Hz. Peygamber'in ümmetiyiz. Bu yolda canla başla çalışıyoruz. Ey dost ! Bizi o yolda çalışanların yüce mertebelerinde görüyorsan söyle ne olur!
6. Ey sabâ rüzgârı! Sen bizim canımızsın¸ cânânımızsın. Ne olur bu gece Hakkı Baba'dan bütün evladlarına haberler söyle bize.
7. Nitekim bu Hulûsî akşamdan sabaha kadar senin yolunu gözlemektedir. O sevgiliden alıp getirdiğin vefâ ve merhamet göstergesi kağıdı elime ver.
Mehmet AKKUŞ
Yazar1. DİLEDİĞİNE MADDÎ VE MÂNEVÎ NİMETLERİNİ BOL BOL VEREN, RUHLARI BEDENLERE YAYAN El-Bâsıt da bir şeyi yayan ve genişleten demektir. Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan ‘el-...
Yazar: somuncueditor
Hulûsî Efendi’nin şiirlerinde gönül konusu oldukça yer işgal eder. Geçmiş sayılarımızda da çeşitli gazel açıklamalarında bu konunun ele alındığını¸ hatta bazı şerhlerin başlıklarını da gönül teş...
Yazar: Mehmet AKKUŞ
Sağlam bir inanca sahip olmak her işin başıdır. Eğer inanç sistemimizde her hangi bir hata olursa¸ imanın üzerine bina edeceğimiz bütün ibadet ve tâatımız¸ hâl ve hareketimizin Allah katında makbuliye...
Yazar: Mehmet AKKUŞ
Sevgili çocuklar; “Bizim en vefalı dostlarımız kitaplardır.” desem abartmış olur muyum acaba? Beni bu yargıya götüren etkenlere bir göz atalım isterseniz. Hiç unutmam; orta ikinci sınıfa gidiyordum....
Yazar: Sırrı ER