Milletimiz İçin Tarihî Bir Dönüm Noktası
Dünyada büyük değişimlerin yaşandığı bu dönemde, Türkiye, coğrafî ve stratejik konumu nedeniyle, kültürel ve tarihî birikimi sayesinde bu sürecin merkezindedir. Üç kıtanın kavşağında yer alan ülkemiz, sadece kendi geleceği için değil, komşuları ve yüz milyonlarca insan için güçlü ve kararlı olmalıdır.
Kimsenin bizi hedeflerimizden saptırmasına izin verilemez ve demokrasimizin özgürlüğüne yeni kısıtlamalar getirilmesine göz yumulamaz. Mehmet Akif’in dediği gibi, tarih, hatalarından ders çıkarmayanlar için tekerrür eder. Millet olarak, tarihten ders alarak geleceğimizi inşâ etmek zorundayız.
Milletin oluşumunda vatan, dil, ideal ve kültür birliğinin önemi büyüktür. Kültür, bir toplumun maddî ve manevî değerlerinin bütünüdür ve bu değerler, toplumu diğerlerinden ayıran en belirgin özelliktir. Kültürün sürekliliği, toplumsal yaşamla devam eder ve bu birikimler, bir milletin varlığını kanıtlar.
İnsanlar, ortak idealler sayesinde birbirine yakınlaşır ve bu da kader birliği anlamına gelir. Ortak idealler, toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik eder, böylece toplumun birleştirici gücü ve kardeşlik duyguları pekişir.
Bu dinamiklere sahip olan milletler, devlet varlıklarını sürdürebilirler. Aziz Türk milleti de bu unsurlara dikkat etmiş ve millî birlik ve beraberlikle bağımsızlığın sembolü olan bayrağın altında huzur içinde yaşamayı başarmıştır. İç ve dış politikada izlenen yol ile millî savunma sistemleri güçlenmektedir.
Millî savunma kadar önemli olan diğer unsur ise manevî değerlerin ve ahlâkî seviyenin yüksekliğidir. Manevî ve ahlâkî açıdan güçlü bir millet, her alanda ilerler ve millî birlik ve beraberlik sayesinde yıkıcı unsurlara karşı mücâdele gücü artar. Bizim en sağlam kalemiz, millî birlik kalemizdir. İslâm'ın kardeşlik ve yardımlaşma esaslarına uygun şekilde kenetlenen milletimiz, bu birlik rûhuyla Anadolu'da iyilik tohumları ekmiştir.
15 Temmuz 2016’daki hain terör saldırısına da aynı rûhla karşı koyan milletimiz, devletimizi zafere ulaştırmıştır. Vatan, bayrak ve ezan sevgisiyle sokaklara çıkan milletimiz, ihanet şebekesine tek yürek olarak karşılık vermiştir. Vatanın bütünlüğü için milletin fertlerinin birlikteliği, parçalanmaz bir kuvvet oluşturmuştur. Bu iman ve duygu birliği, kişisel çıkarları bir kenara koyup toplumsal kardeşliği esas alma günü olarak ortaya çıkmıştır.
Geçmişte Türkiye, kavgalar ve ideolojik çekişmeler nedeniyle enerjisini heba etmiş ve darbeler nedeniyle ikinci sınıf demokrasiye mahkûm edilmiştir. 15 Temmuz, Türk milleti için tarihî bir dönüm noktasıdır. Bu darbe girişimi, milletimizin kararlılığı ve millî birlik rûhuyla bertaraf edilmiştir. Bu olay, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün ve milletimizin azim ve kararlılığının dünyaya gösterildiği bir destandır.
15 Temmuz gecesi, milletimiz tankların, tüfeklerin karşısına iman ve inançla çıkarak darbecilerin hedeflerine ulaşmasını engellemiştir. Demokrasi nöbetleriyle millî iradeye sahip çıkılmıştır. Devletimizin tüm kurumları ve güvenlik güçleri, hain odaklara ve terör örgütlerine karşı mücâdeleden asla taviz vermeyecektir.
Bu kutlu mücâdelede canlarını fedâ eden şehitlerimizi rahmetle anarken ve gazilerimizin hukukunu korumak için birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz. 15 Temmuz, Malazgirt’ten Çanakkale’ye, İstiklâl Harbi’ne kadar verilen varlık-yokluk mücâdelelerinin son halkasıdır. Bu olayın tarihî önemini küçümsemeye çalışanların amacı, bu derin anlamı gölgelemektir.
15 Temmuz gecesi şehit olanlara Allah’tan rahmet, gazilerimize ise sağlıklı ve huzurlu bir hayat diliyorum. Vatan mücâdelesi için eden tüm kardeşlerimize şükran ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Kemal DEMİR
Yazar27 Ekim 1991 tarihinde Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Türkmenistan'ı ilk tanıyan ve Aşkabat'ta ilk Büyükelçilik açan ülke Türkiye'dir. Türkiye, kardeş ülke olarak...
Yazar: Kemal DEMİR
Rabb’im ne güzel karmış ezelden mayamızı,Nakşetmiş rûhumuza ebedî sevdâmızı.Ekeriz gönüllere gül açan tohumları,Süsleriz boydan boya sevgiyle dünyamızı.Süzülür bayrağımız nizâm-ı âlem için,Küfürle iş ...
Şair: Yusuf DURSUN
1870’lerden itibaren Avrupa ve Amerika’da, sözde ‘uygar’ insanları eğlendirmek amacıyla fuarlar ve hayvanat bahçeleri gibi yerlerde kolonilerden getirilen farklı renkten ve ırktan insanlar teşhîr edil...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Bundan 30 yıl kadar önce ülkemizde yaşayan insanların dinlerini öğrenmek istediklerinde mürâcaat edecekleri eserlerin sayısı oldukça azdı. Mevcût kitapların pek çoğu Arap dünyasından veya Pakistan’dan...
Yazar: Enbiya YILDIRIM