Maziye Özlem
Hayatımızın belli dönemlerinde maziye uzanan bir yolculuğumuz olur, iyi kötü anılarımız göz önüne gelir ve acı tatlı bir tebessüm belirir çehremizde. Tabii mazi kötü anılarla dolu ise biraz daha acı verir yüreğimize belki de. Ama insanla her daim beraber olan da acı ve tatlı yaşadıklarıdır.
Bazen bakıyorum kimi insanlar sürekli olarak maziye ilişkin özlemini çok fazla dile getiriyor ve üzülüyor. Elbette maziyi hatırlamak ve güzellikleri yâd etmek güzel bir şey lâkin maziye takılı kalıp sürekli kendini üzmek ise müspet bir şey değildir.
Mesela sık sık nerede o eski Ramazanlar, bayramlar gibi sitemler edilir zaman zaman. Evet, eskiden bazı şeyler daha güzeldi, bunu ben de itiraf ediyorum. Samimiyet azaldı mesela günümüzde. Geçenlerde yolda yürürken adamın birini tanıdığım bir arkadaşa benzetmiş ve seslenmiştim ki adam ters ters baktı, kusura bakmayın, tanıdık birine benzettim desem de, yüzünde sert bir bakış kalmıştı.
Oysa bu tür durumlarda insan tebessüm edebilmeli. Hayat tozpembe değil elbette ama aşırı ciddiye alacak kadar da bizi asık çehreli yapmamalı bence. Neyi nerede nasıl kullanacağımızı iyi bilmek lazım, duygularımızı kontrol edebilmeyi öğrenmemiz lazım.
Maziye duyduğumuz özlem gibi sevgi konusunda da aynı hataya düştüğümüz olabiliyor, kimilerine aşırı bir sevgi ve ilgi gösteriyoruz ki sanki o olmazsa asla yaşayamazmışız gibi bir ruh hâline bürünüyoruz. Bu defa o kişiden ya da bir eşyadan artık neye aşırı bir anlam yüklemişsek, ondan uzaklaştığımızda dünya başımıza yıkılıyor gibi hissediyoruz. Hayatın kasvetli günleri arasında duygularımızı yanlış kullanmamız sonucunda hayatı daha çekilmez hale getirmemek lazım.
İnsanî duygularımızı ve insanî hasletlerimizi kaybetmeden maziyi anmak, güzellikleri yaşatmak mümkün. Geçmişteki güzellikleri yine çeşitli etkinliklerle günümüze uyarlamak mümkün… Günümüzdeki imkânları değerlendirerek mutlu olmayı bilmek gerekiyor. Anın kıymetini bilmek ve mutlu olmayı başarmak gerekiyor.
Keşkeler girdabında boğulmak yerine yaşadığımız anın kıymetini bilerek, sevdiklerimize değer vererek hayata devam etmek gerekiyor. Maziyi hatırlamak güzeldir ama takılı kalmak bizi ileri götürmez. O yüzden bulunduğumuz zaman dilimini kötülemek yerine nasıl güzelleştirebiliriz diye kafa yormak en iyisi. Sürekli insanları ve zamanı suçlamak doğru bir davranış olmaz, bizler bir adım atarsak devamı da etrafımızdakilere sirayet eder diye umut ediyoruz.
Erol AFŞİN
Yazarİnsanoğlunun da her yaşayan canlı gibi bir ömrü var. Aslında dünyanın içinde bulunan her şeyin; canlı cansız tüm varlığın bir ömrü var. Kitaplarımız zaman içinde sararıyor, elbiselerimiz zaman içinde ...
Yazar: Erol AFŞİN
40.Hadis"Ümmetimden beni en çok sevenlerin bir kısmı da, benden sonra gelecek bir kısım insanlardır. Bunların her biri malını ve ailesini fedâ ederek beni görmüş olmayı çok arzu edecektir." [1]Somuncu...
Yazar: Enbiya YILDIRIM
Son zamanlarda yapay zekâ destekli uygulamalar, telefonlar, tablet ve bilgisayarlar gibi söylemleri çok fazla duyar olduk. Bazı programların yapay zekâ destekli olduğu ve buna göre daha güvenilir oldu...
Yazar: Erol AFŞİN
Genç ve gençlik deyince ne anlıyoruz?Genç kavramı bütün canlıları içine almakla beraber, öncelikle insanoğlu için kullanılır. Gençlik ise ömrünün bu dönemini yaşayan insanın bizzat yaşadığı duyguların...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ