MARAŞ DESTANI -12 Şubat rûhunu taşıyanlara
Yazdırdın tarihe silinmez adın Yiğitçe can verdin, Maraşlım benim. Yaşat dünkü rûhu “Kahraman” oldun Dünyaya ün verdin, Maraşlım benim. İşgalle çatıldı, “ede”nin kaşı Secdenin gayrında eğilmez başı “Biran önce terk et; terk et Maraş’ı” Düşmana gün verdin, Maraşlım benim Ermeni Osep’den tez hesap sorun O densiz Hırlak’a var güçle vurun Peçeye el atan o hâin erin Dersini sen verdin, Maraşlım benim. Sıktığın kurşunla diktin çeşmeni Bekleriz aynıyla coşup, taşmanı Kazmayla, kürekle kovdun düşmanı Dâvâna yön verdin, Maraşlım benim. Namaz esâretle kılınmaz diye İmam Rıdvan Hoca Cuma’dan caya Tevhit nidâsıyla oynasın kaya Îmanla kan verdin, Maraşlım benim. Ermeni sevinçten çalıyor lili Sakın ha unutma abdal Halil’i Doldursa altınla, çalmaz davulu Birine bin verdin Maraşlım benim. Virjini, Andre’yle dans etmez niçin? Kaleden bayrağı indirtmek için Sen; yerle bir ettin Ermeni tâcın Sultaya son verdin, Maraşlım benim. Sütçü İmamlarla caddeler doldu Ermeni’nin benzi sarardı, soldu Şehirde kalanlar Müslüman oldu En ekmel din verdin, Maraşlım benim. Toplanmış bir sürü kefere, dehri Ölümle birlikte saçıyor zehri Sürdün Fransız’ı kurtardın şehri Târihe şan verdin, Maraşlım benim.! ! ! Hanifi KARA
Hanifi KARA
ŞairTasavvuf literatüründe manevî rehberler olarak bilinen mürşid-i kamiller hakkında, manevî hastalıkları teşhis ve tedavide uzman kişiler oldukları için “gönül tabibi” ya da “manevî doktor” gibi benzetm...
Yazar: Aydın BAŞAR
Bir kişinin öyle ki, sîmâsına baktıkça Hakk’ı çağırıyorsa, yüzü muhabbetullah. Bir nazarla o anda, kim ki irşat ederse O kişinin her sözü, gözü muhabbetullah. Zâlim olan nefsini, güzelce güdüyor...
Şair: Hanifi KARA
Lânetli zihniyet, yine hortladı Vampir/yamyam, desem, az gelir ona, Zâlimden de zâlim, zâlim İsrâil. Mescîd-i Aksâ’da, yine kan döktü Vampir/yamyam, desem, az gelir ona, Zâlimden de zâl...
Şair: Hanifi KARA
Ehli küfrü her tarihte Yerdik; yine yereceğiz. Her zâlimin defterini Dürdük; yine düreceğiz. İffet yüklü dünümüzü Herkes bilir şanımızı Hak yoluna canımızı Serdik; yine sereceğiz. Öyle zâl...
Şair: Hanifi KARA