Kuzu ve Çocuk
Ali ve Burak okul arkadaşıydılar.
Burak’ın ailesi aslında bir yayla köyündendi. Gelip şehre yerleşmişlerdi. Ailesi yazları çoğu zaman yaylaya gidiyordu.
Bir yaz tatili yine yaylaya gitmişlerdi. Bu sefer Burak okul arkadaşı Ali’yi de yaylaya davet etmişti. O da gelmişti.
Doğrusu yaylada ortalık çok güzeldi.
Yemyeşil bir orman vardı. Ağaçlardaki kuşların cıvıltısı ortalığı kaplıyordu.
Bazı yerlerde pınarlar vardı. Pınarlar kalın kalın ağaçların oyulmasıyla yapılmıştı.
Ali ve Burak bir sabah ormana gitmişlerdi.
Yürüyüşleri ağaçlar altındaki orman yolunda devam ediyordu.
Bu sırada kulaklarına uzaktan uzağa koyunların çıngırak sesleri gelmeye başladı. Çıngırak seslerinin yanı sıra koyun, kuzu melemeleri de duyuluyordu.
Biraz daha yürüdükten sonra yolları bir düzlüğe çıktı. Bu düzlükte birçok koyun ve kuzu otluyordu.
“Bak.” dedi Burak, “Bunlar yayladaki çobanlardan birinin koyunları. Bu düzlükte koyunlarını otlatıyor.”
Ali çok sevinçliydi.
“Koyunları ve kuzuları ilk defa bu kadar yakından görüyorum. Ne kadar güzel şeyler!... Hele şu kuzulara bak! Bembeyaz renkleri var. Birini yakalayıp sevsem acaba çoban amca kızar mı?”
“Hayır hayır!.. Neye kızsın k? Hatta sevinir bile.”
Ali koşup hemen yakınındaki kuzuyu yakalamak istedi. Fakat kuzu Ali yanına gelirken fırlayıp kaçtı. Ali kuzunun ani hareketine şaşırdı. Kuzudan böyle bir hareket beklemiyordu. Kuzuyu hemen yakalayıvereceğini sanıyordu Ali. Kuzunun arkasından bakakalmıştı.
Bu sefer daha dikkatli ve daha hızlı davranarak bir başka kuzunun yanına koştu. Fakat gene yakalayamamıştı kuzuyu. Bu kuzu da kaçmıştı.
Ali artık hırslanmıştı. Kuzulardan birini yakalamayı kafasına koydu. Yine gözüne kestirdiği bir kuzuya doğru ilerlemeye başladı. Sessizce ve yavaşça kuzuya yaklaştı. Aniden hareket ederek kuzuyu boynundan yakalayıverdi. Bu sefer yakalamıştı kuzuyu. Kuzu önce kendini kurtarmak için bir iki çırpındı. Fakat sonra kurtulamayacağını anlayınca hareketsizleşti.
“Korkma.” dedi Ali, “Sevgili kuzucuk, sana bir kötülük etme niyetinde değilim. Seni sadece seveceğim ve okşayacağım.”
Ali kuzuyu yüzünden, başından okşayarak sevmeye başladı. Onun simsiyah gözlerine bakıyor bakıyordu.
Bu sırada Ali’nin hemen yanındaki koyunlardan biri kuzusunu emziriyordu. Kuzu annesini iştahlı iştahlı emiyordu. Annesi de onu kuyruğundan, sırtından kokluyor, yalıyordu.
Ali dalgın dalgın koyuna, kuzusuna bakıyordu. Koyunla kuzusu birbirlerini ne kadar çok seviyorlardı.
Bu sırada Ali’nin tuttuğu kuzu bir ani hamle yaptı. Ali’nin elinden kurtuldu. Annesine doğru koşup gitti.
Kuzu ani hareket yapınca Alinin oturduğu yerde dengesi bozuldu. Çimenlerin üzerinde yuvarlanıverdi.
Burak yanına gelmiş gülüyor, gülüyordu. Ali’yi elinden tutup kaldırdı.
“Aldırma tekrar yakalarsın.” dedi Burak.
İkisi de gülmeye başladılar.
Mustafa AKGÜN
YazarTürk çocuk Yiğit’le, Bizanslı çocuk Dimitri aynı köyde yaşıyorlardı. Arkadaş olmuşlardı. Köyleri İstanbul’a o günkü adıyla Konstantinopolis’e çok yakındı. O sıralar Osmanlı Padişahı İkinci Sultan Mehm...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Muhsin Hoca Sevgi Evlerinin hocasıydı. Burada yaşayan öksüz ve yetim çocukların üzerinde âdeta titrerdi. Çocuklar olsun büyükler olsun ona daha çok ‘Muhsin Baba’ diyorlardı. Gerçekten orada bulunan he...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Doğru Ömer ve karısı Doğru Elif tarlalarında bostan çapası yapıyorlardı. Onlar işe dalmış devam ederlerken ilerden birinin kendilerine doğru geldiğini gördüler.Elif gelene dikkatli dikkatli baktı;“Amc...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Çocuk bahçeye doğru yürüdü. Açılmış birçok gonca güller gördü bahçede.Kırmızı, beyaz, sarı, pembe birçok gül vardı burada. Güller o kadar coşkundu ki adeta bahçeden dışarı taşmak istiyorlardı.Bu sırad...
Yazar: Mustafa AKGÜN