İYİLİK, HAYATIN MAYASIDIR
“Garazsız hem ivazsız hizmet et her canlıya Kimsesizin düşkünün ayağı ol eli ol.“ Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.) İnsanoğlunun tamahkârlığı, aç gözlülüğü ve gem vurulmaz şehveti bütün canlıları olduğu gibi insana yurt olarak yaratılmış olan dünyayı da hezimet alanına çevirmiştir. Bu durum, uzayıp giden yollara inat insanı kısalaştırmış, zenginleşen tezgâhlara rağmen insanı fakirleştirmiş ve çoğalıp duran nüfusa karşın insanı yalnızlaştırmıştır. Çünkü insan garaz ve ivazın çıkmaz sokaklarında yönünü yolunu kaybetmiş, şehvetlere açıldıkça fıtratından uzaklaşıp kendine ve Rabb’ine yabancılaşma uçurumunun kenarına yaklaşmıştır. İyiliği, hiçbir şahsî menfaat gözetmeden, sırf iyilik olsun diye yapmamız gerektiği ile Yüce Allah’ın bahşettiği nimetleri paylaştığımız esnada ihtiyacı olan hiç kimseyi minnet altında bırakmamamız lazım geldiği ilâhî düsturunu unuttuğumuz günden beri gönül huzurumuz kaybolduğu gibi kalbimiz hiçbir şeyden mutmain olmamaktadır. Bu sebepledir ki insanoğlunun hiç vakit geçirmeden hezimete çevirdiği kâinatı bir hizmet alanı haline dönüştürme zorunluluğu vardır. Bu da şüphesiz yaratılış gayemizi yeniden tefekkür etmek ve gönül, akıl, kalp ve duygularımızla birlikte bütün yapımızı fabrika ayarlarına döndürmekle mümkün olacaktır. Yüce Rabb’imiz İnsan Suresi (7-10. ayetler)de bu hususta bizlere yol göstermekte ve temel prensipleri vaz etmektedir; “Onlar verdikleri sözü tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir günden korkarlar. Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler. ‘Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık da bir teşekkür de istemiyoruz; Çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün yüzünden Rabb’imizden korkarız.’ derler.” “Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.” buyurarak bütün İslâm coğrafyalarında hizmetin ve iyiliğin fitilini tutuşturan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in açtığı bu kutlu yol, uçurumun kenarına yaklaşmış olan bütün insanlık için yegâne kurtuluş vesilesidir. Bu sebeple Yüce Mevlâ’mızın en son ve mükemmel dini İslâm’ı layıkıyla tebliğ eden İki Cihan Serveri Efendimiz’in izinden giden herkesin en büyük derdi bu büyük davayı hakkıyla omuzlayabilmek olmuştur. Nitekim seçkin eserleri, yaşantısı ve samimi tesirleriyle bu hak davanın nesillerimizle buluşmasında bir hikmet burcu olan Osman Hulûsi Efendi, Nasihat adlı şiirinde: ”Garazsız hem ivazsız hizmet et her canlıya” buyururken yolundan giden müritlerine müstesna bir örneklik teşkil etmiştir.
Mürsel GÜNDOĞDU
Yazar
Yaratılmışların en güzeli ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan insanoğlu peygamberler aracılığıyla gönderilen ilâhî buyruklara uyduğu müddetçe değerlidir. İnsanoğlu değerliliğini zaman zaman taçland...
Yazar: Mustafa KARABACAK
Her şey yok iken Yüce Allah var idi. Bu âlem ve cümle eşya yokluk denizinde yokluk elbisesi giymişken Rahman’ın kutlu eli onları eşsiz kudretiyle varlık denizinde izhar etti. Ancak eşyanın bu zuhuru, ...
Yazar: Mürsel GÜNDOĞDU
Zembilli Mahlası Sekizinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi, Ali bin Ahmed bin Cemâleddîn Muhammed’dir. Lakabı Alâeddîn el-Hanefî er-Rûmî’dir. Cemâleddîn Aksarâyî’nin torunudur. Dedesine nisbetle “Cemâl...
Yazar: Resul KESENCELİ
Aç o vahyin sofrasını; “Tevhîd” diyen dildir bana!.. Sar bu hicret yarasını; Hüzün yüklü “Gül”dür bana!.. Cân seyrine saldım nazar; Aşk mülküne düştü efkâr!.. Hak’tan gelen her i’tibâr; Hakkı...
Yazar: Rıfat ARAZ