İYİLİĞE ON HATTA YEDİ YÜZ MİSLİ VERİLİR!
“Biriniz iyi/güzel bir Müslümanlık ortaya koyarsa, yapacağı her bir iyilikten dolayı kendisine on mislinden yedi yüz katına kadar sevap yazılır. Yapacağı her bir kötülükten dolayı ise, ancak bir misli yazılır.”1 Bu hadisin vurgusu “güzel bir Müslümanlık sergileyebilmek” üzerinedir. Çeşitli âyetlerde dile getirildiği gibi, inanmadıkları hâlde Müslüman olduklarını söyleyenler vardır.2 Yahut inandığı, Müslüman olduğu hâlde hâlini güzelleştiremeyenler de eksik değildir. İşte hadisteki bu ifadeyle kastedilen, kişinin iman ve amellerinde ihlâs ve samimiyet sahibi olması, hatta Cibril hadisinde ifade edilen “ihsân derecesine” erişmesidir. Yani kişi, Allah’ı görmese de, Allah’ın dâimâ kendisini görüp-gözettiği bilinciyle hareket etmesidir. İyi ve güzel bir Müslüman olabilme üzerinde önemle duran Allah Rasûlü, “Kişinin kendisini ilgilendirmeyen (mâ lâ ya’nî) şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir.” buyurur.3 İşte inancıyla, ameliyle, ahlakıyla “güzel insan” olan bir Müslümanın yapacağı iyilikler, diğerlerinin yaptıklarından daha farklı değerlendirilecektir. Onun samimiyeti, safiyeti, ihlas, ihsân ve takvâsı, yaptığı amellerin karşılığını kat kat artıracaktır. Burada ifade edilen “yedi yüz” rakamı, belirli bir sayı olarak değil de, bir çokluk İfadesi olarak anlaşılmalıdır. Arapçada yedi, yetmiş ve yedi yüz vb. rakamlar kesretten kinâyedir, yani çokluk bildirmek içindir. Mesela “Onlar için ister istiğfâr dile ister dileme! Eğer onlar için yetmiş defa istiğfâr dahi dilesen, Allah onları aslâ bağışlamayacaktır.”4 âyetindeki yetmiş ile, “Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah’ın lutfu geniştir, O her şeyi bilendir.”5 âyetinde geçen yedi yüz ifadesi böyledir. Nitekim kendisine bir dirhem verilen bedevînin veren şahsa, “Sebbeallâhu lehu’l-ecra/Allah ona kat kat ecir versin!” diye dua ettiği anlatılır.6 Başka bir hadiste kat kat verilecek sevabın yedi yüz mislini de geçebileceği ifade edilmektedir: “Allah iyilik ve kötülükleri takdir ettikten sonra şöyle buyurdu: ‘Bir kimse iyilik yapmaya niyetlenir de, onu yapamazsa, Allah o kimse için tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer hem niyetlenir hem de o iyiliği yaparsa on iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yedi yüz, hatta daha fazlasına kadar çıkarır. Eğer kötülük yapmaya niyet eder de, sonra vazgeçerse, Allah onun için tam bir iyilik sevabı yazar. Şâyet kötü bir işe hem niyetlenir, hem de onu yaparsa, Allah o kimse için sadece bir tek günah yazar.”7 Bu, Rahman ve Rahim olan Allah’ın rahmeti sebebiyledir. Dipnot *Prof. Dr. Bünyamin ERUL 1. Hemmâm, Sahîfe, No: 104; Buhârî, Îmân, 31; Müslim, Îmân, 106; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 317. 2. 49/Hucurât, 14, 2/Bakara, 8-9. 3. Muvatta’, Husnu’l-Hulk, 3. 4. 9/Tevbe, 80. 5. 2/Bakara, 261. 6. R. Fevzi, Sahîfe, s. 482, Şerhu’s-Sunne, IV. 238-9’dan naklen. 7. Buhârî, Rikâk, 3; Müslim, Îmân, 207.
Bünyamin ERUL
YazarAdı : Abdullah Lakabı : Bahru'l-cûd (cömertlik deryası)¸ kutbu's-sehâ (cömertlikte kutup) Künyesi : Ebu Cafer¸ Ebu Muhammed¸ Ebu Haşim Doğum yılı : M. 615-6. Doğum yeri : Habeşistan'da...
Yazar: Bünyamin ERUL
Adı : Hubab (şeytan) idi¸ Hz. Peygamber onu Abdullah diye isimlendirdi. Lakabı : Hublâ (karnı büyük) Künyesi : Tespit edilemedi. Doğum yılı : Tespit edilemedi. Doğum yeri : MedineAdı : Hubab (şeyt...
Yazar: Bünyamin ERUL
Adı : Abbas Künyesi : Ebu'l-Fazl Doğum yılı : 569. Doğum yeri : MekkeAdı : Abbas Künyesi : Ebu'l-Fazl Doğum yılı : 569. Doğum yeri : Mekke Baba adı : Abdulmuttalib Anne adı : Nuteyle ...
Yazar: Bünyamin ERUL
"Hz. Peygamber (s.a.v.) bulunduğu konum itibarıyla hem kendisini hem de yakınlarını zekâttan uzak tutmuş¸ ganimetlerden kendine ayrılan pay ile yetinmişlerdir. O¸ bu kararıyla hem risalet ve riyaset m...
Yazar: Bünyamin ERUL