İyi Bir Dost Ruha Çekilen Temiz Bir Nefes Gibidir
Dostluk bir penceredir, araladığın kadar aydınlanır odaların…
Ne önemli bir bağdır dostluk, kan bağından öte can bağıdır o. Nice yaşanmışlık ardından bir bekleyişe karar kılar gönlünüz. O, tutacağı dost eli bilir. Şüphesiz ki dost; elini ısıtandır, yakan değil.
Dostluk makamında bulunan kişilerle iniş çıkışlar çok da yaşanmaz. Orada fedakârlık vardır, sen benden öte biz vardır. Menfaatsiz sevgi vardır. Sevdiklerimizi kaybetmemek bizim davranışlarımızla ilgilidir. Dostluğa varan ilişkiler böyledir.
Sevenlerimizi kaybetmemek için ruhumuzdaki o tatlı esinti, zorları kolay eyleme, hâl hatır sorma, sevince, üzüntüye ortak olma daim olmalıdır.
Bunu tabiattan bir örnekle somutlaştıralım: “Dal kırılsa da kopamaz hemen ağaçtan. Bir süre öyle asılı kalır. Ama keskin fırtınalar anında dalı ayırır, almaz onlar askıya. Sert söylemler ve kötü davranışlar dostluğu bitirir. Keskin fırtınalar gibi.
Bir başka örnekle devam edelim: Nice sıvılar yayılır, dağılır su içinde; nice katılar da erir. Niteliği, niceliği, inceliği ayrı yaratılmış ruhlar dağılırlar birbiri içinde. Su gibi olmak mühimdir bu yüzden. Berraklık önemlidir. Çözen olmak, yayabilir olmak, katıyı eritebilir olmak ne güzeldir. Fıtrat korundukça bu durum tüm güzel gönüllü insanlar arasında yaşanır ve onlar akarlar birbirlerine.
Birbirlerinin ruhlarından yeni oluşumlar ve kaynaşmalar peyda olur; bu vesile ile yeni fikirler, birliktelikler çıkar. Nice kutlu dostluklar, bağlar olur. Kutlu sevgiler hâsıl olur. Bazen de insanlar, siz nice fedakârlığı yapsanız da sizden gidebilirler. Kötülükten değildir bu. Sizin iyiliğinizi, güzel çabalarınızı taşıyamayan yürekler de sizden gidebilir. Kıskançlık bir hastalıktır.
Yol alabilmek ciddi bir meseledir. Aynı yöne bakış, fikir birliği ister. Yan yana yürürüz, can cana yürürüz de çoğu insanla kesişmeler bizim esişimiz doğrultusunda değildir. Yolda tanıdığımız nice insan olmuştur hepimizin.
Bazen ufuktur onlar, bazen mutluluk, bazen de birer imtihan.
Gerçek yüzünü göstermeyen nice insan da vardır, maskeleri eritecek yangınlar verir Yaratan ve o yaralar ile dostun sahicisini tanırsın.
Her gönül bir deryadır. Ayaklarını soktuğun kıyılar ve derinliği mühimdir. Akışa kapılma riskini ise bilgin, tecrüben belirler.
Her insanı bir cümle olarak düşünürsek, anlamlıdır sözcükler. Anlamını bilemediklerinin ise sözlüğü vardır, yüreğin sözlüğüdür göz. Okuyamadığın sözlüğü kenara koymalısın. Gözün yorulur ve özün.
O zaman bırakmalı, tanımakta güçlük çektiğin güven vermeyen insanları. Uzak olmalı.
Herhangi bir menfaati olmadığı hâlde yüzümüze gülümseyip sıkıca saran dostlarımızı yitirmemeliyiz. Onlar mavide gökkuşağı gibidirler.
Bazen hayatımızdan çıkan insanın değerini sonra anlarız, yokluğunda. Onu sevmesi de güzeldir. Kişinin hataları düşer gözden, sahibi yükselir. Değer vermek mühim iştir, layık kıldığımızın bilmesi de daha mühimdir.
Dostluk dediğin dümdüz ip gibi, dosdoğru akmalı. Kopmuş, ha bire düğüm atılmış yerlere ayağın takılmasa bile gönlün takılır. Bir yerden sonra yolları ayırmak gerekebilir.
Bir sırdı dostluk.
Anlayanların kalpleri birbirine yazılır.
Bazı insanlar kötü gün dostu olduğunu söyler de iyi günleriniz onlar için çok da kıymetli değildir.
Sizin gülümsemenizden çok gözyaşınıza yorum yaparlar.
Çabalarınız boş gelir. Motivasyonunuzu alta çekerler. Sağlıklı duruşunuzdan çok hasta vakitleriniz ilgisini çeker. Tebrik ve takdir edemez. Acımak, eleştirmek, sebep aramak kolay gelir. Tesellisinde de huzursuzluk tecelli eder.
Çaresiz ve üzgün kalbinize hükmedebiliyor olmaktır onların dostluk nişanesi.
Kötü günde el uzatmak, "Geçmiş olsun!" demek güzeldir elbet ama yetmez. Esas bununla beraber sevincinle sevinebilenler, başarınla gurur duyabilenlerdir gerçek dostlar.
Ninem Korkut Hikâyeleri kitabımızdan bir paragrafla dostluk yazımıza nokta koyalım:
“Bak yavrucuğum;
Kalbî yakınlığın olmaz ise inanç, dostluk, sevgi gibi... Aynı hedefler için yola çıkan olsalar bile nefislerinde başka şeyler ön plana çıkabilir. O yüzden kuvvetli bağları olan topluluklarla başarı gelir.
Nice az topluluklar çok topluluklara galip gelebilir gönül birlikteliği olan, ayetteki ifade gibi...
Kalbî bağlılık mühim, adı dostluktan geçen.”
Nilüfer Z. AKTAŞ
YazarKitabın adı: Osmanlı Süper BeyinleriYazar: Mazlum AkınResimleyen: Enis TemizelYayınevi: TimaşYayın yeri ve yılı: İstanbul/2021Sayfa sayısı: 144Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: Osmanlı Devleti zamanınd...
Yazar: Sait ÖZER
Hoşgörülü olmak; başkalarının düşüncelerine, inançlarına ve davranışlarına saygı göstermek, farklılıklara karşı anlayışlı ve kabul edici bir tutum sergilemektir.Hoşgörülü insanlar; bakışları, duruşlar...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Sıcacık pişmiş bir tencere yemek gibidir aile. Pişene kadar biraz ateş, biraz har gerekir. Emek kısmıdır bu. Sabır kısmıdır.Pişirme emeği karşılandıktan sonra sıcaklık ayarı mühimdir elbet. Çok kısmam...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Yıllar önceki gibi, yine size mektup yazmanın derin heyecanı ve mutluluğu içindeyim. Yazdıkça size, mevsim yaza dönüyor. Kelimelerim gül bahçelerime zıplıyor. Gönül duvarlarıma tırmanıyor sevgi dolu n...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ