Hastalara İlaç Yapan Vakıf
Vakfın Adı: Sultan I. Süleyman Vakfı
Kurucunun Lakabı: Kanuni
Kurulduğu Yer: İstanbul
Kuruluş Tarihi: 945 H./1541 M.
Vakıf Şartı: Bitkilerin isimlerini bilen ve bunlardan hastalıklara göre karışım yapabilen, bu işler için gerekli malzemenin başhekim tarafından alınmasını ve bunların kilere konulmasını sağlayan bir kişinin şifalı bitkiler uzmanı (eczacı) olarak atanmasını, bu kişinin aldırdığı malzemenin yeni olmasını, eski ve bozuk malzeme kullanmamasını ve bu kişiye günlük dört akçe; bitkilerin dövülmesi ve çekilmesi (toz haline getirilmesi) için iki kişi dövücü tayin edilmesini ve bu kişilere görevleri karşılığı günlük üçer akçe verilmesini şart kıldım.
Eczacı Atilla Bey'in ortaokula giden ortanca kızı Serpil, önündeki deftere hem yazıyor hem sesli olarak tekrar ediyordu:
“Şifalı bitkiler uzmanına günde dört akçe... Bitkilerin toz haline getirilmesi için çalışan iki kişiye günde üçer akçe... Merhem ve şurupların korunmasını sağlayan ambarcıya günlük dört akçe... Hastaneye malzeme almaya görevli kimseye günlük dört akçe..."
Sonra döndü. Televizyonda dizi film izleyen babasına sordu:
- Uff... Baba akçe ne demek?
- Ne akçesi kızım? Nereden çıktı bu şimdi?
- İşte burada yazıyor. Ödev bu...
- Ver bakalım neymiş şu ödev?
Serpil, elindeki fotokopi kâğıdını babasına verdi. Atilla Bey akçe meselesinden önce, yukarıdan aşağıya yazıyı okumaya başladı. Öylesine okurken, elindekinin mesleğiyle ilgili olduğunu fark edince dikkat kesildi:
- Aaa, bu eczacılıkla ilgili bir metin, dedi... Kim verdi sana bunu?
- Tarih öğretmenimiz...
Atilla Bey, kızının tarih öğretmeniyle ahbaptı. Gülümsedi... Kızına döndü:
- Tamam çocuğum, ben mesajı aldım. Yarın öğretmeninle görüşürüm.
Ertesi gün okul bahçesinde tarih öğretmeniyle buluşan Eczacı Atilla Bey, İstanbul'da kurulan Sultan Süleyman Han Vakfı hakkında konuşuyordu:
Kızının öğretmeni:
- Şaka değil Atilla Bey, diyordu; söz konusu vakfın hastanesine daha o zaman üç genel hekim, iki göz hastalıkları hekimi, iki cerrah, bir eczacı, iki ilaç imalatçısı, bir şurup imalatçısı, bir ecza depocusu, bir muhasebeci, bir kapıcı, iki aşçı, bir yemek servisi görevlisi, dört güvenlik görevlisi, iki temizlik görevlisi, iki çamaşırcı ve bir berber olmak üzere toplam 26 personel almışlar.
Bunların her birinin alacağı maaşı hesaplamışlar. Atilla Bey alaycı bir gülümsemeyle cevap verdi:
- Biz de tıp ilerledi diyoruz, değil mi?
Nisa ERCİYES
YazarÇocukluğumda ve lise yıllarında tavşanlara karşı ilgim pek fazlaydı. Şu yaşımdayım; hâlâ da öyle…İlk anımsadığım, amcamla birlikte otomobille Sivas’tan dönüyorduk yaşadığımız ilçeye… Vakit akşamdı, bi...
Yazar: Erdal KARASU
Otobüs yolculuğundan sıkılan Mehmet annesine arada bir;-Anne köyde yavru kediler, köpekler var dimi?-Olmaz mı?Evcil hayvanların hepsi var.On beş yıldır köyüne uğramamış olan Meryem Hanım, oğluna kısa ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Vakfın Adı: Pîrî Paşa Bin Halil Bey VakfıKurucunun Lakabı: Adana Beylerbeyi, RamazanoğluKurulduğu Yer: AdanaKuruluş Tarihi: M. 1538 – H. 944Pîrî Paşa, ulağın getirdiği haberle heyecanların en yükseğin...
Yazar: Nisa ERCİYES
Balıklar Koku Alabilir mi?Balıkların başlarında, ağızlarının hemen üstünde bulunan iki açıklık onların bütün delikleridir. Sudaki koku moleküllerini burunları aracılığıyla algılarlar. Balıkların koku ...
Yazar: Nisa ERCİYES