FETHİN GÜLÜ İSTANBUL
Yüzerek karadan Haliç’e doğru Rakseden geminin yolu İstanbul. Nice şühedânın Eyüp Sultan’ın Fâtih’in gönlünün gülü İstanbul. Ulubatlı’m boşa akmadı kanlar Ezanlar yükseldi kesildi çanlar Camiler, çeşmeler, saraylar, hanlar... Tarihî eserle dolu İstanbul. Dünyaya açılmış bir bab-ı âli Ona duâ etmiş Şeyh Edebâli Öyle bir devler ki, Devlet-i Âli Başkentler başkenti ulu İstanbul. Yüzünü çevirmiş güneşe, aya Kapısını çalan kalır mı yaya? Açmış kollarını iki kıtaya Fakir, fukaranın eli İstanbul. O karşılar seksen ilin aşını Altın eylemiştir Rabb’im taşını Bir yanlışlık görse çatar kaşını Kimsesize kimse velî İstanbul. Öyle bir devir ki her şeyi farklı Acze düşürüyor bu günkü aklı Kim bilir bağrında ne sırlar saklı Şu dertli dünyanın dili İstanbul. Zaman oldu yâdellere katıldın Zaman oldu altın ile tartıldın Zaman geldi Kostantin’den kurtuldun En hayırlı günün Salı İstanbul. Sonunda kavuştun müjdeli üne Işık saçıyorsun dünden bu güne Mânâ güzelleri Mekke, Medîne Zâhir güzelliğin şalı İstanbul...
Hanifi KARA
Şair
Bir kişinin öyle ki, sîmâsına baktıkça Hakk’ı çağırıyorsa, yüzü muhabbetullah. Bir nazarla o anda, kim ki irşat ederse O kişinin her sözü, gözü muhabbetullah. Zâlim olan nefsini, güzelce güdüyor...
Şair: Hanifi KARA
Bütün güzel insanların,Gönlümüzde âli yeri,Bir pîridir evliyanın,Sümbül Sinan Hazretleri…Merzifon’dan duy hitabı,Yazılmış derviş kitabı,Şeyhinden ‘Sümbül’ hitabı,Sümbül Sinan Hazretleri…Mütevazı bir k...
Şair: Halil GÖKKAYA
Bahar ile birlikte, uyuyanlar uyanır Bulutlar ağlamasa, yeşillikler güler mi? Ağaçlar çiçek açar, kuşlar dalda ötüşür Bulutlar ağlamasa, yeşillikler güler mi? Kâinatta ne varsa, hâl diliyle över...
Şair: Hanifi KARA
Cahilliği bırak, ilme doğru koş Arayan bulurmuş, en doğru yolu. İstersen bir dene, çokları bomboş Kafa aç, gönlü aç; sanma ki dolu. Allah’ına yalvar, aç ellerini Kıyam et rükûda, bük bellerini ...
Şair: Hanifi KARA