Esmâ-i Nebî: Burhan
Sağlam Delil: Varlığın Delili Hazreti Burhan (S.A.V.)
Bir ismi, “Burhan/Sağlam delil” olan Peygamber Efendimiz, deliller getirdi Hak’tan. Kendi Hakk’ın kudretinin, tevhidin temsilcisi, en büyük deliliydi. Önceki peygamberler, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in insanların ve peygamberlerin en üstünü olduğuna şehadet etmiş, beyan etmişlerdir. O da bütün mucizeleriyle Allahu Teâlâ'nın vahdetini, nurlu bir burhan olarak âleme ilân etmiştir.
O’nun bütün hâl ve davranışları sadakatine ve kemaline bir delilidir. Sevr Mağarası’nda, hicret esnasında Ebû Bekir-i Sıddîk ile beraber halâs ve kurtuluş ümidi tamamıyla kesildiği bir anda, “Korkma, Allah bizimle beraberdir.” diye Ebû Bekir-i Sıddîk'a verdiği tevekkül ve bağlılığının güneş gibi bir burhanıdır.
O’nun yaptığı her işindeki doğruluk ve hakikat öyle bir delildir ki, şeytanları bile tasdike mecbur eder. Hazret-i Muhammed (s.a.v.) kendi kendine güneş gibi bir burhandır. O’nun çocukluğunda, gençliğinde hatta peygamberlik öncesinde bile herhangi bir uygunsuz davranışına rastlanmamıştır. Kırk yaşında kendine verilen risalet emaneti, nübüvvet vazifesine en büyük burhan olmuştur.
Peygamberimiz, geçmiş peygamberlerin kıssalarını bilmek ve anlatmak suretiyle, yaşadığı topluma ilâhî bilgi sayesinde deliller sunmuştur. Mucizevî bu anlatımları da nübüvvet delillerindendir. Saadet çağından önce çocuklarını diri diri toprağa gömenlerin kalbinde gerçekleştirdiği inkılâb ile kalplere aşıladığı merhamet ve sevgi duygusu, O'nun manevî burhanlarındandır. Cehalet ve zulüm karanlığına yaktığı İslâm aydınlığı, Peygamberimiz’in sunduğu en büyük delildir.
İslâm sayesinde insanlık, vahşeti bırakmış, şefkat ve hoşgörü gibi güzel hasletleri kazanmıştır. İnsan fıtratının en mümeyyiz yönlerini ortaya çıkarmış, ibadet, ahlâk gibi konularda insanlığı ilâhî taata davet etmiş ve kurtuluş yolunu göstermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in dünyaya gelişiyle, dünyada birtakım olaylar meydana gelmiştir. O’nun gelişiyle dünya mutluluğa kavuşmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in annesi Âmine Hatun da böyle mübârek bir çocuğa anne olmaktan son derece sevinç duymuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in doğumuyla rahmet kapıları açılmıştır. Şeytanın eli ayağı bağlanmış; zâlimler neye uğradığını şaşırmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.)'in doğumuyla putperestlerin sarayları sallanmış; o zamanki insanların kutsal saydıkları Save Gölü kurumuş; Kisra'nın eyvanı zelzele geçirmiş, hiç kimse ne olup bittiğini anlayamamış; herkes korkudan hummaya tutulmuş gibi tir tir titremiştir. Bin yıldan beri söndürmedikleri ve kutsal saydıkları Mecûsîlerin ateşi sönmüştür. Osman Kemâlî bir şiirinde şöyle diyor:
Nur idi gölgesi yere düşmedi
Mübârek yüzünden sinek uçmadı
Ak bulut başından batıp aşmadı
Parmağile ayı böldüğü gece
Bu dörtlükte, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e Allah tarafından verilen bazı mucizeler hatırlatılıyor. Gölgesinin yere düşmemesi: Peygamberimizin (vücudu baştan ayağa nur olduğu için) gölgesi hiçbir zaman yere düşmemiştir. Başı üzerinde daima bir bulutun O’nu koruması: Gökteki bir bulut daima O’nu takip etmiştir.
Editör
Yazar
Rasûl-i Ekrem’in isimlerinden biri de “Nesîb”dir. Nesîb; soyu temiz, nesebi pak, kökü güzel ve asil olandan gelen demektir. Bu isim, Allah Rasûlü’nün hem insanlık tarihindeki yerini hem de doğduğu ail...
Yazar: Editör
Eylül yaklaştı, tatil anıları bavullara yerleşti ve sabah erken kalkmalar yeniden hayatımıza giriyor... Okul zili yalnızca çocuklarımız için değil, biz anne babalar için de yeniden başlayan bir ritmin...
Yazar: Editör
Sevgili çocuklar; Bu sayımızda sizlerle çok önemli bir konudan bahsetmek istiyorum. Öğrenmek ve öğretmenin değeri Allahu Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de Zümer Suresi’nin, 9. ayetinde “Hiç bile...
Yazar: Editör
Bebek, doğduğu andan itibaren ilgi ve dayanıklılık ister. Beslenme, gece uyanmaları gibi durumlar birleşince uykusuzluk da baş gösterir. Bu dönemde anne ve babanın düzen ve süreklilik içinde sağlayaca...
Yazar: Nesibe AYDIN