ÇAY KİTABI
Çay kullanımının Türkiye'de uzun bir geçmişinin olması¸ Türklerin kendi çay kültürlerini yaratıp geliştirmelerini sağlamıştır. Çay yalnızca evlerde değil¸ çayhanelerde¸ çay bahçelerinde¸ kıraathane ve kahvehanelerde de içilmiştir. Zamanla¸ Türkiye'de çay kullanımı giderek kahve kullanımının önüne geçmiştir. Bugün ise¸ ülkemizde çay¸ sudan sonra en çok tüketilen içecektir. Bu durum doğal olarak zengin bir çay kültürünün oluşmasına yol açmıştır. Çay¸ türkülere¸ manilere¸ bilmecelere¸ tekerlemelere girmiş¸ şiirlerd
Çay kullanımının Türkiye'de uzun bir geçmişinin olması¸ Türklerin kendi çay kültürlerini yaratıp geliştirmelerini sağlamıştır. Çay yalnızca evlerde değil¸ çayhanelerde¸ çay bahçelerinde¸ kıraathane ve kahvehanelerde de içilmiştir. Zamanla¸ Türkiye'de çay kullanımı giderek kahve kullanımının önüne geçmiştir. Bugün ise¸ ülkemizde çay¸ sudan sonra en çok tüketilen içecektir. Bu durum doğal olarak zengin bir çay kültürünün oluşmasına yol açmıştır. Çay¸ türkülere¸ manilere¸ bilmecelere¸ tekerlemelere girmiş¸ şiirlerde¸ hikâyelerde¸ romanlarda çaydan söz edilmiş¸ ressamlar çay kültürünü işleyen resimler yapmışlar¸ karikatüristler çayla ilgili karikatürler çizmişlerdir.
Çay Kitabı'nda¸ çayın çeşitli özellikleri kısaca anlatıldıktan sonra¸ dünyadaki ve Türkiye'deki tarihi gelişimi özetleniyor. Çayın halk kültürümüzdeki yeri gösterilmeye çalışılırken¸ Türk Edebiyatında çay konusu şiirden başlanıp hikâye¸ seyahatname ve anı gibi türlerde inceleniyor. Örneklerde de görülebileceği gibi¸ edebiyatımızda çayla ilgili zengin bir malzemeyle karşılaşıyoruz.
Çayla ilgili şiirlerin¸ bu arada anonim şiirlerin metinleri tam olarak verilmeye çalışılmış. Bu durumda okuyucu çayla ilgili sanat¸ edebiyat ve folklor verimlerinin hatırı sayılır bir bölümünü kitapta bulacaktır. Özellikle ülkemizin çay yetiştirme bölgesi olan Rize ve Trabzon yöresi halk kültüründe çayla ilgili zengin örnekler vardır. Artık kaybolmaya yüz tutan atışmalara fazla yer ayrılması bu örneklerin giderek azalmakta oluşundandır. Bu alanda yeni örneklere gelecekte belki de hiç rastlanmayacaktır. Kitaptaki İlâhilerde Çay' bölümünde şu ifadelere yer verilmiş:
"Çayın¸ tarikat meclislerinde sevilerek içilmesi ve bol çay elde etmek için semaverlerin kaynatılması¸ tasavvuftaki bazı kavramlarla bütünleştirilmiştir. Örneğin¸ Ahmet Yesevî'den günümüze kadar uzanan bir gelenekte çay şifadır. Çayın hazırlandığı suyu ısıtan semaver de şifa dağıtıcı olarak görülür. Yalnızca sohbetlerde değil¸ mevlitlerde¸ hamam çıkışlarında insanları rahatlatmak için semaver kaynatılır ve çay verilir. Semaver bir şifahaneye¸ dertlilere şifa veren bir manevî çeşmeye benzetilir. Semaver sohbetlerinde üç ana unsur; saki¸ gazelhan ve muhibbandır. Bu sohbetlerde çaya "küçük derviş" denir. Semaverin ise bağrı ateşte yanar. Musluğundan akan sular ve çaylar¸ yaşlar¸ kanlı yaşlardır. Sohbetlerde küçük çay bardakları kullanılır ve sessizliğin bozulmaması için çay kaşığı kullanılmaz¸ çaylar sert şekerle kıtlama olarak içilir. Sessizlik içinde yudumlanan çay (mey) insanı başka âlemlere taşır. Semaverli çay sohbetlerini çok seven Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi semaver hakkında şöyle der:
Semaver yar u yaranıyla hazır
Çiçek altında teşrifine nazır
Zaman hoştur¸ zemin hoştur¸ mekân hoş
Bu hoş demde hoş olup gel misafir
Nakşibendî sohbetlerinde semaver kaynarken ilâhîler okunur. Semaver sanki bir daüşşifadır. Ondan verilen çayla ve sohbetin manevî havasıyla insanlar manevî coşkuya kapılır¸ ruhları ferahlar."
Muharrem AKIN
YazarEserin önsözünde Prof. Dr. Kaplan çalışmasının hedefini ifadelerle özetliyor: "Hulûsî Efendi'nin şiirinde iki temel husus bariz olarak karşımıza çıkmaktadır. Gönül ve aşk Aslında bu iki kavr...
Yazar: Muharrem AKIN
Ey öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
2012 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Sempozyumunda sunulan tebliğler kitap haline getirilerek okuyucuların istifadesine sunuldu. Gül ve Gönül Medeniyeti başlıklı...
Yazar: Muharrem AKIN
Kanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK