Bir Nasihat İki Yol
Sevgili arkadaşlar, YüceRabb’imizin“En güzel biçimde yarattım.” buyurduğu insan için iki yol vardır. İnsan, yaratılış gayesinin bilincinde olup güzel ahlak ve davranışlar sergilerse meleklerden daha üstün olur.
Nefsanî istek ve arzularının esiri olursa, insanlara eziyet edip Allah'ın emirlerini gözetmezse hayvandan daha aşağı bir durumda olur.
Birinci yolun sonunda cennet, ikinci yolun sonunda ise cehennem vardır.
İnsan, gönlü alçaldıkça değeri yükselenbir varlıktır.
Rabb’imiz bizim dosdoğru yolda yürümemiz, güzel ahlak sahibi ve hoşgörülüolmamız için peygamberleri ve bizlere rehberlik edecek 'dostlarını' göndermiştir. Bu büyük Allah dostları,iyi kul olmanın yollarını yaşayarak ve güzel örnek olarak bizlere göstermektedirler.
İşte bu büyük Allah dostlarından Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Divan'ında bizlere şöyle nasihatte bulunuyor:
Âlemi sen kendinin kölesi kulu sanma,
Sen Hak için âlemin kölesi ol kulu ol.
Nefsin hevası ile mağrur olup aldanma
Yüzüne bassın kadem, her ayağın yolu ol.
Beyitlerde geçen tavsiye ve nasihatleri hayatının her alanında bizlere yaşayarak örnek olmuş bir Hak dostudur Osman Hulûsi Efendi Hazretleri...
İnsanlığa her konuda en güzel örnek olan ve âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz de güler yüzlü, yumuşak huylu ve son derece nazik idi. Kaba ve kırıcı değildi. Ağzından kırıcı bir söz çıkmazdı. O, ömründe hiç kimseye kötü söz söylememiş, kırıcı bir davranışta bulunmamış ve kimseyi azarlamamıştır.
On yıl Peygamberimiz’in hizmetinde bulunan Enes (r.a.) diyor ki; “Peygamberimiz bana hiçbir gün ‘öf’ bile demedi. Yaptığım bir şey için bunu niye yaptın, yapmadığım bir iş için de niye yapmadın, diye beni azarlamadı.”
Gördüğü kusurları kimsenin yüzüne vurmazdı. Arzu edilmeyen yanlış bir davranış gördüğü zaman, “Bazıları şöyle yapıyor, şöyle söylüyor, hâlbuki bunlar doğru değildir.” gibi umumi sözlerle nasihat eder ve böylece kimseyi utandırmadan kusur ve hataları düzeltirdi. Kendisine bir şey ikram edilse, az da olsa onu küçümsemez, ona değer verirdi. Yapılan iyiliğe karşılık verir, iyilik yapanları hayırla anardı.
Peygamber Efendimiz’in, Medine sokaklarında ezanla alay eden Yahudi çocuk Ebu Mahsure'ye gösterdiği hoşgörü ve gönülleri fetheden üslubuyla çocuk kalbini fethederek onu Kâbe’ye müezzin tayin etmesi tarihe not düşülecek bir hoşgörü tablosudur.
İşte tevazu ve hoşgörüyü anlatan güzel birörnek.
Bir Allah dostuna sormuşlar;
"Yeryüzü ile arşı âlânın arası ne kadardır?
Şöyle cevap vermiş:
"Bir adımdır, ayağının birini nefsinin üzerine basarsan, diğer ayağınla arşı âlâya ulaşırsın"
Sevgili arkadaşlar, aslolan Allah katındaki değerimizdir. Ahirette bize lazım olan bizi cennet ehli yapacak olan da budur.
Divan-ı Hulûsi'den bir beyitle bitirelim:
Allah için herkese hürmet et de sev sevil
Her göze diken olma sünbülü ol gülü ol.
Kalın sağlıcakla...
Esra Elif ŞAHİN
Yazarİnsan küçük bir âlemdir, derdi Dedem. Kendi içinde mevsimleri yaşar, bazen yaz mevsimi kadar sıcak ve mutlu, bazen kış mevsimi kadar soğuktur. Bazen sonbahar gibi hüzün çöker üstüne...Baze...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Sevgili arkadaşlar, insan doğumundan ölümüne kadar sürekli olarak öğrenmeye ve bilmeye ihtiyaç duyan bir varlıktır. Bu ihtiyacımızı karşılayan en önemli unsurların başında ailemiz ve öğretmenlerimiz g...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Minik bir kediyim ben. Peki, minik bir kedi olmam insanların neden üzüldüğünü ya da sevindiğini anlamama engel mi sanıyorsunuz?Asla!Aksine insanlara yakın olmam onları daha iyi anlamam için bana müthi...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Bir elin nesi var, iki elin sesi var demiş atalarımız. Bir elimizle yapabileceğimiz şeyler sınırlı iken iki elimizle birçok şeyi başarabiliriz. Yalnızken başaramadığımız birçok faaliyeti de birl...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN