ASR-I SAADET’İN YILDIZLARI
Sahâbe-i kiram, İslâm’ın anlaşılıp yaşanması ve özellikle İslâm prensiplerini bizzat Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’den öğrenerek, sonraki nesillere aktaran köprü şahsiyetler olup, bu açıdan hayatî öneme sahiptirler. Çünkü onlar Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte yaşamış, zaman zaman âyetlerin nüzulüne ve hadislerin vürûduna hem sebep hem de şahit olmuşlardır. Böylece Hz. Peygamber’in eğitiminden geçmiş ve sonraki nesillere örnek olma vasfını kazanmışlardır. Bu sebeple de Hz. Peygamber ile birlikte sahâbenin yaşadığı dönem, Müslümanlar arasında “Asr-ı Saadet/Mutluluk Çağı” olarak nitelendirilmiş ve ulaşılması hedeflenen ideal bir model olarak kabul edilmiştir. Sahâbe-i kiram efendilerimiz Hz. Peygamber (s.a.v.) ile sadece din konularını görüşüp konuşmak için bir araya gelmemiş. Aynı zamanda onlar ticaret, eğitim, yönetim, ziraat, savaş, barış, ihtilaf, öfke, sevinç ve hüzünlerini paylaşmışlardır. Aile hayatı, toplum hayatı, toplumlar ve devletlerarası ilişkiler, suç, ceza, mükâfat vb. hayatı tüm yönleriyle Allah Rasûlü ile birlikte yaşamışlardır. Peygamberimiz’in öğretilerini değişik coğrafyalara taşıyan bu yıldız şahsiyetlerden bazıları da İstanbul’da bulunmaktadır. Bu sayımızda bu konuyu ele alacağız. Şimdi sizlerle bir hatıra paylaşalım: Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’yle beraber hac ziyaretine giden bir arkadaş hatırasında şöyle naklediyor: “1987 yılı hac ziyaretimizde bir gün Mescid-i Nebevî’de, hurma bahçesinin olduğu açık yerde oturuyorduk. Ahmet Şemsettin Ağabey ile beraber, duvarda yazılı olan sahabîlerin isimlerini okuyorduk. Hulûsi Efendi Hazretleri’ne sordum: ‘Efendim, Ebu Hureyre (r.a.) Aşere-i Mübeşşere’den mi?’ Hulûsi Efendi (k.s.) buyurdu ki: ‘Hayır oğul, o değil. Kâğıt kalem ver yazayım.’ dedi. Bir kâğıt verdim Arapça yazıp verdi.
Bekir AYDOĞAN
YazarGizli pâzâr içre bu pâzâr-ı aşkı kurdu yâr Girdiler pâzârına her âşinâ bîgâne var Cân verip ümmîd-i vasl ile rızâya düşdüler Eylediler her ne varsa yâr yolunda târumâr Zühdünü zünnârını tââtın...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Tasavvufta nefis denilince şer ve günahın kaynağı olan ve kötülüğü emreden nefis anlaşılır. İlk dönem zâhidleri zühd hayatı yaşamayı esas alırken önlerinde en büyük engel olarak şeytanı ve nefsi, yani...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’u fethettikten sonra ilk olarak Ayasofya Kilisesi’ni camiye çevirmiş ve onun ebediyen Ayasofya Camii olarak kullanılmasını hususunda vakıf tahsisi ile vasiyette bulun...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Peygamberim!... Seni Allah medh etmiş Seni medh etmeyen dili neyleyim? Salat ü selâmın ne güzel virddir Boş sözleri kîl ü kali neyleyim? Herkesin yolu bir yerlere çıkar Ravza’na çıkmayan yolu...
Yazar: Mustafa AKGÜN