ALTIN SİLSİLEDEN ALTIN TABLOLAR
Kitabın takdim bölümünün daha ilk cümlesinde¸ sohbet adabına dair güzel bir ifade ile karşılaşıyoruz: "Edebine uygun olarak yapılan sohbetler samimi gönülleri hedefine ulaştırır." Rasul Kesenceli ve Musa Tektaş'ın¸ en değerli sohbetlerin manevî derecesi yüksek¸ salih insanlarla yapılan sohbetler olduğunu ifade ettikleri kitaplarında Allah dostlarının sohbet ve zikir meclislerine iştirak edenlerin onların manevi nazarlarından istifade edeceklerini ifade ediyor ve ekliyorlar: "Böyle bir sohbet ve beraberlik bütün hayırların anahtarıdır. Çünkü bu sohbetle gönü
Kitabın takdim bölümünün daha ilk cümlesinde¸ sohbet adabına dair güzel bir ifade ile karşılaşıyoruz: "Edebine uygun olarak yapılan sohbetler samimi gönülleri hedefine ulaştırır." Rasul Kesenceli ve Musa Tektaş'ın¸ en değerli sohbetlerin manevî derecesi yüksek¸ salih insanlarla yapılan sohbetler olduğunu ifade ettikleri kitaplarında Allah dostlarının sohbet ve zikir meclislerine iştirak edenlerin onların manevi nazarlarından istifade edeceklerini ifade ediyor ve ekliyorlar: "Böyle bir sohbet ve beraberlik bütün hayırların anahtarıdır. Çünkü bu sohbetle gönülden gönüle ilâhi sevgi akar ve ruhlar feyizlenir. Allah dostlarının huzurunda yapılan veya hayatlarının anlatıldığı sohbetler insan ruhuna dinginlik verir."
"Altın Silsileden Altın Tablolar" kitap; Darende'de düzenli bir şekilde yapılan sohbetlerin yazı ile kayıt altına alındığı Nasihat Yayınları'nın yeni bir eseri.
Eserde Altın Silsileden çeşitli menkıbeler anlatılıyor¸ ara yerlerde de Altın Silsile'nin bir halkası olan Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi'nin şiirlerinden¸ nesirlerinden ve sohbetlerinden örnekler sunuluyor.
Kitapta¸ Altın Silsile ile ilgili şu görüşlere yer veriliyor: "Altın Silsile'nin¸ altın halkaları da yaşadıkları asra manevî mühürlerini vurmuş¸ içinde bulundukları topluma örnek olmuş şahsiyetlerdir. Onların hayatlarına baktığımızda Peygamber Efendimizin yaşayışına¸ örnek ahlakına çok önem verdiklerini görüyoruz. Onlar¸ hayatları boyunca sadece gerçeklerle yaşamış ve söylediklerine harfi harfine uymuşlardır. Hayatlarındaki altın tablolar İnsanlara örneklik teşkil etmektedir."
Sohbetlerin en lezizi elbette gönül ehli¸ tasavvuf büyüklerinin dillerinden çıkar. Bununla ilgili kitabın girişindeki ifadelere bakalım: "Tasavvuf büyüklerinin gönlü zengindir. Kimseyi incitmezler¸ düşmanlarının dahi iyiliğini isterler¸ affetmeyi severler. Etrafındaki insanlara her zaman kanaatkâr olmayı¸ hayata daima iyimser bakmayı tavsiye ederler. Giyimlerinde temizliğe ve sadeliğe önem verirler¸ kılık kıyafetleriyle daima Müslüman şahsiyetini temsil eden vakar ve liyakati taşırlar. Temizliği "imanın yarısı" sayarlar. Bizzat kendileri temiz oldukları gibi bu alışkanlığı etrafındakilere de kazandırmaya çalışırlar. Ellerindekini ihtiyaç sahipleriyle paylaşırlar¸ nefsi hareket etmezler¸ iyilik yapmanın ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın verdiği mutlulukla gönül huzurunu yakalarlar.
Adaleti titizlikle korurlar; insanlara sırf mevki ve makamlarına göre muamele etmezler. Aksine fakirlerin¸ kimsesizlerin¸ yetimlerin¸ hastaların¸ gariplerin¸ çocukların daha çok ilgi ve korumaya muhtaç olduklarını bilir ve bunu onlardan esirgemezler. Böbürlenmeyi¸ övünmeyi ve kibirlenmeyi sevmezler. Kimseye karşı büyüklük taslamazlar¸ her zaman alçakgönüllü olarak hayat sürerler. Halkın arasına bulunurlar; insanlarla olan münasebetleri insanî ve İslamî ölçülerde sürdürür; hastaları¸ dostlarını¸ komşularını ziyaret ederler.
Kötülük yapanlara kötülükle karşılık vermezler¸ iyilikten asla kaçınmazlar. Bir yerde bir kusur gördüklerinde yüzlerini çevirirler. Etrafındakilere Allah'ın izniyle¸ lütufkâr davranırlar. Kendilerinden bir şey sorulduğunda can kulağıyla dinlerler¸ dertlerine çözüm üretir¸ daima yapıcı olurlar. Zengin-fakir¸ genç-yaşlı ayırt etmezler¸ yardım isteyen herkese yardım ederler. Herkese karşı güler yüzlü davranırlar¸ güzel gönülleri merhametli¸ affedici¸ yumuşak kalplidirler
"
Eserde Altın Silsile'den şu başlıklarla ilgili menkıbeler¸ sözler¸ veciz ifadeler nakledilmektedir:
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)¸ Hz. Ebu Bekir¸ Hz. Selman-ı Farisî¸ Kâsım b. Muhammed¸ Cafer-i Sâdık¸ Bâyezîd-i bistâmî¸ Ebu'l-Hasan Harakanî¸ Ebu Ali Fârmedî¸ Yûsuf Hemedânî¸ Abdulhâlık Gucdevânî¸ Hâce Ârif Rivgerî¸ Mahmûd Encîrfağnevî¸ Ali Râmîtenî¸ Muhammed Baba Semâsî¸ Seyyid Emir Külâl¸ Şâh-ı Nakşbend Bahâeddîn Muhammed¸ Alâeddîn-i Attâr¸ Yakûb Çerhî¸ Ubeydullah-i Ahrâr¸ Muhammed Zâhid¸ Derviş Muhammed İmkenegî¸ Hâcegî İmkenegî¸ Muhammed Bâkî-Billâh¸ İmam-ı Rabbanî Ahmed Sirhindî¸ Muhammed Masum Sirhindî¸ Muhammed Seyfüddin Sirhindî¸ Muhammed Nur Bedeûnî¸ Mazhar Cân-I Canân¸ Abdullah Dihlevî¸ Mevlâna Halid-i Bağdadî¸ Abdullah Mekkî¸ Yahya Dağıstânî¸ Mustafa Rûmî Şiranî¸ Halil Hamdi Dağıstânî¸ Mustafa Hâki Tokâdî¸ Mustafa Takî Sivasî¸ Hacı Ahmed Niksârî¸ İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Efendi¸ Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ve Es-Seyyid Hamid Hamideddin Efendi.
Nasihat Yayınları
444 36 61
Muharrem AKIN
YazarHer ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Günümüz insanı maalesef siyer¸ tarih¸ ansiklopedi gibi kaynak kitapları okumuyor. Bunların yerine daha çok haz duyarak¸ sıkılmadan¸ hem edebi zevk duyarak hem de hissederek...
Yazar: Muharrem AKIN
Çay kullanımının Türkiye'de uzun bir geçmişinin olması¸ Türklerin kendi çay kültürlerini yaratıp geliştirmelerini sağlamıştır. Çay yalnızca evlerde değil¸ çayhanelerde¸ çay bahç...
Yazar: Muharrem AKIN