Aksa Şairi
Bir bahar sabahı, Ankara'nın huzur dolu sokaklarında yaşayan Ahmet Yasir, Beyza ve Meryem Sena ailelerinin sıcak kucaklarında büyümenin sağladığı güvenle hayata sımsıkı tutunuyorlardı. Dedeleri Mustafa’nın çalışmalarıyla geçen günler, ailenin maddî durumunu güçlendiriyor, odalarında gülümseyen umutlarını besliyorlardı.
Sokaklarının sessiz çığlıklarını duyan, komşularının perdelerinin ardındaki hikâyeleri hisseden bir ruha sahip olan Ahmet Yasir’in içinde huzursuzluk vardı. Komşuları olan şairin mısraları onun ruhunu derinden etkiliyordu. Her fırsatta, bahçenin huzur dolu atmosferinde şairle sohbet etmek için dolaşıyor, mısralarının ardındaki derin anlamları arıyordu.
Bir gün, şairin dudaklarından dökülen;
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yeraltı nehr çağlıyordu; Yasir’in kulaklarını okşadı.
Yasir’in içinde fırtınalar kopartan mısralar dedesine okuyarak içindeki coşkuyu paylaştı. O gece, gözlerini kapatarak Mescid-i Aksa'yı hayal etti. Rüyasında, o kutsal mekânın taş duvarları arasında dolaşırken, ruhu huzur buldu.
Ertesi sabah, heyecanla dedesine dönerek, Mescid-i Aksa'yı görmek istediğini dile getirdi. Dedeleri Ahmet Yasir, Beyza ve Meryem Sena’nın içlerindeki ateşi gördü ve ailenin diğer fertleriyle birlikte hazırlıklara başladılar. Ankara'nın sıcak kucağından ayrılıp, Kudüs'ün tarih kokan sokaklarına doğru yola çıktılar.
Sonunda, Kudüs'ün taşlı sokaklarında, Mescid-i Aksa'nın görkemli silueti belirdi. Hepsinin kalbi, bu kutsal mekânın önünde coşkuyla çarpıyordu. Mescid-i Aksa'nın etrafında dolaşırken, tarihle iç içe geçmiş duygularla dolu anılarla buluştular. Taş duvarlarının ardında yatan binlerce yılın derinliği, onlara geçmişin ve geleceğin bir arada yaşadığı bu kutsal mekânın önemini daha da iyi kavratmıştı.
Çocuklar Mescid-i Aksa'nın etrafında dolaşırken, şairin dizelerindeki coşkuyu ve huzuru hissetmişlerdi. Ziyaretleri sonunda Ankara'nın sıcak kucaklarına döndüklerinde, yüreklerinde Mescid-i Aksa'nın izleri sonsuza kadar kalacaktı. Onlar artık, şairin mısralarındaki coşkuyu, ruhunu saran huzuru ve Mescid-i Aksa'nın kutsal atmosferini içinde taşıyan bir çocuklardı.
Erbay KÜCET
Yazarİçinde birçok kültürün ve inancın izlerini barındıran Kudüs’ün toprağı, tarihin izlerine şahitlik ediyordu. Bu topraklarda büyüyen Feyza, Sare ve Durunaz, sanki bu toprakların canlı birer yansımasıydı...
Yazar: Erbay KÜCET
Bir zamanlar Kudüs'ün tarihî taş döşeli sokaklarında yaşayan Selim ile Kerim adında iki kardeş vardı. Babaları Türkiye’de doğup büyümüş, bilgisayar mühendisi olarak eğitim almış, anneleri ise Filistin...
Yazar: Erbay KÜCET
Hayatımızın bütün alanlarını etkileyen sevgi, saygı, hoşgörü; bizi biz yapan, güzel yönlerimizi ortaya çıkaran, herkes tarafından takdir edilmemizi sağlayan, kendimize olan saygımızı var eden kavramla...
Yazar: Erdal KARASU
Eline iki kalem aldı çocuk ve kelimeleri... Kırmızı kalemle kelimeyi, mavi kalemle anlamını... “Şefkat” yazdı önce. Fazla düşünmesine gerek yoktu. İki gün önce bir arabanın altında uyuyakalan ked...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT