Abdullah Bin Ebî Bekir (r.a.)
Hz. Abdullah, Hz. Ebû Bekir’in (R.A.) oğlu, Peygamberimizin de kayın biraderi idi. İslamın dünyayı aydınlatmaya ve yayılmaya başladığı ilk yıllarında Müslüman olma şerefine nail olmuş bir kahraman sahabi.
Zeki, cesur ve maharetli bir insandı. Peygamberimiz(s.a.v.) Mekke den Medine-i Münevvere ye hicreti esnasında çok mühim hizmeti olmuştu. Peygamberimiz, Hicret esnasında üç gün Sevr Mağarası’nda kalmıştı. Hz. Abdullah hem onlara yiyecek içecek getiriyor, hem de babasının tembihi üzerine müşriklerin arasında dolaşarak topladığı haberleri geceleyin Hazreti Peygamberimize ulaştırıyordu. Sevr mağrasının etrafında koyun güden Hz. Ebû Bekir efendimizin sadık hizmetçisi de, Abdullah’ın (r.a.) izlerini kaybederek onların yakalanmalarına engel oluyordu.
Hz. Abdullah, Mekke’i Mükerrem den hicret ederek “Muhacir” olma faziletini kazandı. Mekke’nin Fethedilme sırasında oda İslam ordusunun için de bulunyordu. Huneyn Savaşı’na ve Tâif Muhasarasına iştirak etmişti. Bu muhasara esnasında isabet eden bir okla yaralandı. Çok titizlikle tedavi görmesine rağmen yarası iyileşmedi. Babasının halifeliğinin ilk yılında yarası açıldı. Kurtulamayarak şehadet mertebesine ulaşarak vefat etti. Cenaze namazını babsı Hz. Ebû Bekir efendimiz (r.a.)kıldırdı.
Ebû Bekir Efendimizin (r.a.), oğlu Abdullah’ın Taif muhasarasında vücuduna isabet edip yaraladığı oku saklamıştı. Sonradan Müslüman olarak Medine’ye gelen Sakîf heyetine oku gösterdi ve şöyle buyurdu: “içinizde bu oku tanıyanınız bileniniz var mı?” diye sordu. Sâid bin Übeyd (r.a.):
“Bu oku ben yonttum, ucunu da ben sivrilttim. Tüyünü ben taktım ve ben attım.” dedi.
Hz. Ebû Bekir (r.a.) Efendimiz, bir insanın müşrik olarak ölüp cehenneme gitmesini asla istemezdi. Eğer oğlu Sâid bin Übeyd’i öldürseydi o cehenneme giderdi. Fakat onun eliyle ölen oğlu Allahın rızasını yani şehitlik makamını kazanma şerefine nail olmuştu.. Bu sebeple Sâid bin Übeyd’e şöyle dedi:
“Bu ok Ebû Bekir’in oğlunu şehit eden oktur. Ona senin elinle şehadet şerbetini içiren, seni onun eliyle küfür üzere öldürmeyen Allah’a hamd ü sena olsun! Onun rahmeti bereketi ve ikramı ikinizi de kuşattı.”
Hz. Said de o savaşta Allaha ve rasülüne düşman imansız bir müşrik olarak öldürülmediğine sevindi, Allah’ ü Tealaya şükretti. Allah onlardan razı olsun! Bizleri de şefaatine nail eylesin.
N.Nida DURAN
YazarEbu Fükeyhe (r.a.); ilk Müslüman olma şerefine eren ve Allah ve İslâm yoluna canını seve seve feda eden, Allah Rasûlü’ne olan sevgisi ve imanı uğruna nice işkencelere göğüs geren sahabe.Yemen’in Ezd k...
Yazar: N.Nida DURAN
Fâtih; Beldeler ve Gönüller Fâtihi (s.a.v.)Peygamber Efendimiz, Kâbe'yi yıkmaya gelen Ebrehe'nin ordusunun helak edildiği “fetih ve sevinç senesi”nde doğdu. Bir ismi de “Fâtih/Belde ve Gönülleri Fethe...
Yazar: Editör
İki cihan serveri Hazreti Peygamberimiz'in (S.A.V.) desteği ile babasının ve ailesinin yapmış olduğu baskıdan kurtulup gönlünün arzu etmiş olduğu kişi ile evlenen sahabi bir hanım efendidir. Babas...
Yazar: N.Nida DURAN
Rum asıllı olduğu için adına Zinnîre Rûmiye de denilmiştir. İlk Müslümanlardan ve Allah yolunda en çok işkenceye katlananlardandır. Hz. Ebu Bekir (r.a.) tarafından azad edilenlerden biridir. Hz. Eb...
Yazar: N.Nida DURAN