100 PUANLIK SORU
Gizem abdest alırken kapı aralığından kızını izleyen babası içeri girdi. Babasının geldiğini fark eden küçük kız babasına gülümseyerek: - Baba, ben abdest almayı öğrendim, dedi. Babası başparmağıyla onay işareti yaptı. Bu sefer küçük kız: - Baba bak, artık aynada kendimi görebiliyorum, dedi. Babası kollarını yıkayan kızına yine başparmağıyla onay işareti yaptı ama bir şey demedi. Gizem, abdestini aldıktan sonra musluğu kapatıp babasının ellerinden tutarak: - Babacığım dilini mi yuttun yoksa? Neden konuşmuyorsun, dedi. Babası Muharrem Bey, kızının ellerini kendi elleri arasında sımsıkı tutarak şöyle dedi: - Aferin benim güzel kızıma. Büyümüş de abdest alırmış. Ama abdest kurallarından birini unuttun sanırım. Yoksa yanılıyor muyum? Küçük kız, bir elini çenesine koyup kısa bir süre düşündü. Sonra kendinden emin bir şekilde: - Yooo baba. Yıkamam gereken her yeri yıkadım. Mesh etmem gereken yerleri de unutmadım. Niyet de ettim. Suyu da israf etmedim deyince, babası: - Peki o zaman, sana 100 puan değerinde bir soru sorayım. Hazır mısın yarışmaya, diye sordu. Gizem: - Hazırım, diye bağırınca babası şöyle dedi: - Abdest alırken konuşmak doğru bir şey mi? Gizem başını arkaya doğru salladı. Sonra da: - Aslında değil biliyorum ama seni görünce bu kuralı unuttum baba, dedi. Kızının bu sözlerine gülümseyen Muharrem Bey, onu yanaklarından öptü. Göz kırparak artık unutmazsın, dedi. Kızı da: - Babacığım unutur muyum hiç? Zaten gitti canım 100 puan, deyince babası: - Yavrucuğum Allah’ın kullarına vereceği puanlar karşılığında benden alacağın 100 puanın ne önemi var ki, dedi. Bu söz Gizem’i çok düşündürdü: - Babam haklı. Allah’tan alacağım puanlar daha önemli. Onun bize olan merhameti de ikramı da herkesinkinden kat kat fazla. Biz yeter ki onun istediği gibi bir kul olmaya çalışalım. Gizem’i birkaç kez dürten annesi, şaşkın şaşkın kendisine bakan kızına şöyle dedi: - Yavrum gene hangi hayallere daldın acaba? Abdestini aldıysan namaza durmak için kardeşinle birlikte seni bekliyoruz.
Mine TAŞDEMİR
YazarSoyu Hz. İbrahim (a.s.)’a dayanır, babasının adı İmran’dır. İsrailoğullarının Mısır’da bulunduğu yıllardı. Firavunların yönetiminde yaşayan Mısır halkı İsrailoğullarını köle olarak çalıştırıyor, her ...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Güneşin gözlerimi kamaştırdığı saatleri bekleyemedim. Hava karanlıktı. Hemen yatağımı toplayıp, üzerimi giyindim. Yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama girmek üzereyken mutfaktan gelen sesleri duydum. ...
Yazar: Mine TAŞDEMİR
Bu sabah Latife Öğretmen’imiz, “Hem dersimi iyi dinliyorsunuz hem de devamsızlık yapmıyorsunuz. Bazı sınıflara derse girerken ayaklarım geri geri gidiyor. Bu sınıfa ise koşarak, öğretmenliğimin ilk yı...
Yazar: Mine TAŞDEMİR
Derleyen: Hamidullah HALICI / Çizen: Hamit YÜKSEK İki hırsız bir torba altın ele geçirir ve altını aldıklarını kimse öğrenmesin diye korkularından dağa çıkarırlar. Bir gün, iki gün derken yiyecekle...
Yazar: Hamidullah HALICI